KAFKAS DİASPORASI, 2014 OLİMPİYATLARI VE SURİYE HAKKINDA / 09.11.2012
TLETSERUK Nahit Serbes
11. Yüzyıldan kalan en eski Kiril yazıtlarında 'İgor'un Kampanyasının Efsanesi' adlı yazıda Rus Prens Mstislav ve Kafkas Şövalyesi Ridada arasındaki savaş konu edilmektedir. Rus tarafında, Mstislav Ridada'yı adil ve eşit şartlar altındaki düelloda yenen bir kahraman gibi anlatılmaktadır. Kafkasların versiyonunda öğreniyoruz ki anlaşmaya göre bu düello hiç bir silah olmadan savaşçılardan biri düşene kadar yapılan bir düellodur. Mstislav ne zaman düşer ve ölümünün kaçınılmaz olduğunu hisseder, botunda sakladığı bıçağını çıkararak Ridada'nın boğazını keser ve öldürür. Bu tarihi olayın anlatımındaki iki farklı versiyon Rus ve Çerkes ilişkilerinin bu güne kadar olan özeti ile aynıdır.
Türkiye, Ürdün, Amerika, Kanada ve İsrail'i kapsayan diaspora Çerkeslerinin hayatları ile düşünce yapılarını öğrenmek için Çerkes topluluklarının üyeleri ile buluşma fırsatımın olduğu geziler düzenledim. Aile içi ve topluluk olarak yaşantılarını kayıt altına aldım, olabildiğince fazla Çerkes ile buluşmaya gayret ettim. Çoğunluğu gençlerden oluşan ve toplum liderlerinin de olduğu çok sayıda Çerkes ile konuşma fırsatı buldum. Ailelilerini, Çerkes toplantılarını, sosyal buluşmalarını, kutlamalarını ve işletmekte oldukları ticarethanelerini gördüm.
Thamade Prof. John Colarusso sol başta
Prof. Orfan Shouakar (Stash) ve Kanada Adigeleri
Anladığım kadarıyla diaspora Çerkeslerinin bazı karakteristik özelliklerini sizlere sunmak isterim:
1) Yaşadığınız yerde mi? Yoksa Atalarınızın yaşadığı tarihsel topraklarda mı yaşamak istersiniz diye sorduğumda, yarısından çoğu Xeku yani Kafkasya cevabı verdi.
2) Tüm muhataplarım Kafkasya'yı ziyaret etmek istediklerini hatta geri dönüşü düşündüklerini belirttiler. Neden Kafkasya'ya hemen geri dönmediklerini sorduğumda ise iki neden belirttiler. Birincisi: Rusya Federasyonunun geri dönüşçülere yönelik nerdeyse süreci imkânsızlaştıran birçok kısıtlamaları. İkincisi ise: bu göçü kaldıracak finansal güce sahip olmamaları.
3) İsrail ve Anavatan da yaşayanlar hariç, diaspora Çerkesleri kültürel açıdan kendilerini bulundukları ülkelerde güvende ve mutlu hissetmiyorlar.
4) Çerkesler diasporada bulundukları toplulukların yetkili mercilerine saygı duyuyorlar. Adige Xaseler toplumdaki en üst kültürel merkezleri. Adige Xabze olarak bilinen kültürlerini de kısmen buralarda öğrenip muhafaza edebiliyorlar. Aradan dört göbek geçmesine rağmen bu toplumun tamamen asimile olmayışının en büyük sebebi budur.
5) Xase yöneticileri genellikle bulundukları ülkelerin yönetimleri ile uyum içinde olan saygın insanlardan oluşuyor.
6) Xase’lerin genelinin hedefi kültürü muhafaza etmek ve Anavatan ile kısıtlı da olsa ilişkilerini canlı tutmak. Öğrenci gönderimleri ve kültür elçiliği gibi konular ile yakından ilgilenirler. Xase’ler kısmen Rus Konsoloslukları ve bulundukları toplumlar arasında bir arabulucu görevini de yürütüyorlar.
Xase'ler: Genel anlamda eylemcilik yani aktivizm, din’i ve politik motivasyonlar içeren çıkışlardan kaçınırlar.
7) Çerkeslerin bulunduğu hemen - hemen her bölgede muhalefet işlemi gören bazı ufak tefek gruplaşmalar bulunur. Bunların oluşumuna neden olan başlıca sebepler; Genellikle kişisel çatışmalar. Liderlik arzusu ve bazı ayrışmaların kaynağında ise Çerkeslerin haklarının daha iyi savunulmasıdır.
Çerkes Toplum Liderlerinin Düşüncelerine Göre Bazı Büyük Eksiklikler İse Şunlardır:
a. Çerkes Soykırımı dünyada pek fazla tanınmıyor olması. Çerkeslerin halen yeterince araştırılmamış ve gizli kalmış bir topluluk konumunda olması. Birleşmiş Milletler ve onun alt birimleri olan ve İnsan Hakları organizasyonları gibi uluslararası büyük organizasyonların bu topluluğu ve haklarını tanıması gerektiği. Başka etnik grupların aksine Çerkeslerin tek bir etnik grup olarak nitelendirilmesi gerektiği.
b. Gerçek tarihin ortaya çıkması için batı üniversiteleri Çerkes soykırımının detaylıca incelenmesi adına birimler açmalı. Bugün bu konu üzerinde sadece bir avuç akademisyen çalışma yapmakta.
c. Uluslar arası kurumlar ve hükümetler Ruslar ile Çerkesler arasında arabulucu görevi görmeli.
d. Uluslar arası olimpiyat kurumu Soykırım sonrası kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya olan Çerkeslerin hakları ve istekleri hakkında duyarlılık göstermeli.
Genel olarak Çerkesler soykırım topraklarında Olimpiyat oyunlarının yapılması konusunda üç gruba ayrılıyorlar.
Birinci grup: Hiçbir şart altında oyunların düzenlenmesini istemeyenler. İkinci ve üçüncü gruplar ise oyunların oynatılması karşılığında Kremlin ile bazı isteklerin pazarlık konusu edilmesi. Bunların beklentileri ise; Olimpiyat süresince yapılacak olan kültürel programlarda Çerkeslerin tanıtılması karşılığı oyunları destekleyenler. Diğerleri ise iki konuyu gündeme getirmek istiyorlar. Kremlin önce Çerkeslerin geri dönüşüne tam destek vermeli ve ikincisi Çerkes Cumhuriyetlerinin birleşmesini sağlamalı ve tek bir yönetim altında kültürel entegrasyonun yeniden sağlanmasına fırsat sunmalıdır. Bunun yanı sıra Rusya bu ve benzeri hiçbir talebi cevaplandırmamaktadır.
Kafkas diasporası için Soçi ve Suriye bir uyanış gibidir. Çerkes derneklerinin en üst kuruluşu olan KAFFED belli siyasi ve sosyal gayelere veya soykırım olayı üzerine dikkati çekmek ve Uluslar arası ses getirecek gösteri mitingleri düzenlemesi durumunda 50 000 kişiyi rahatlıkla bir araya toplama potansiyeline sahiptir.
Oysa gerek Soçi olimpiyatları gerekse de Suriye olayları Ruslar için bulunmaz bir fırsattır. Rusların bütün yapması gereken, bu fırsatı değerlendirip, onurları kırılmış ve soykırıma uğramış Çerkes Halkına 150 yıl sonra sevgi ile elini uzatarak, bazı kabul edilebilir adımlar atmaktan ibarettir.
Bu Makale 4941 Kez Okundu.
Bu Haber İçin Kayıtlı Yorum Bulunamadı!